Son yıllarda Türkiye’deki akademik çalışmalar da dâhil olmak üzere modernleşme öncesi tecdîd hareketlerine ilginin giderek arttığı görülmektedir. Bu bağlamda 17. ve 18. yüzyıllarda uç veren ihyâ tasavvurları, sonraki yüzyıllara damgasını vuran modernleşme hareketlerinin tarihî seyri içinde anlaşılmasını teklif eden yeni bir perspektifle ele alınmaktadır. Batılı tarih tasavvurunda İslâm toplumu için siyasî ve ilmî bir çöküş dönemi olarak kabul edilen 18. yüzyılda İslâm coğrafyasının farklı bölgelerinde ortaya çıkan ihyâ hareketlerinin bu bakış açısıyla değerlendirilmesi, İslâm toplumlarına dair tarihyazımına hâkim olan modernleşme ve Batılılaşma paradigmalarının ötesinde yeni bir çerçevenin oluşumuna katkı sunmaktadır.
Elinizdeki bu eser, sözü edilen hareketlerden biri olarak Şah Veliyyullah ed-Dihlevî’nin (1703-1762) ihyâ düşüncesini fıkıh ilmi merkezinde ele almaktadır. Bu bağlamda, “Dihlevîlik” kavramı altında Şah Veliyyullah’ın etrafında gelişen ilim çevresi ve ihyâ hareketinin İslâm düşünce dünyası üzerindeki etkilerini incelemektedir. Şah Veliyyullah’ın fıkıh düşüncesi, ihyâ hareketleri arasında yoğun tartışmalara konu olan “ictihad”, “taklid”, “maslahat” ve “mezhebe intisap” kavramları merkezinde tahlil edilmektedir. 18. Yüzyılda İslâm Dünyasında İhyâ Hareketleri: Şah Veliyyullah ed-Dihlevî ve Dihlevîlik, Şah Veliyyullah’ın fıkıh düşüncesi üzerinde derinleşmesi bakımından onu farklı açılardan inceleyen çalışmalardan ayrılmaktadır. Ahmet Aydın bu eserinde, fıkıh ilminin Şah Veliyyulah’ın ihyâ düşüncesinin en esaslı boyutunu teşkil ettiğini ortaya koymakta ve ihyâ projesinin onun tüm fıkhî faaliyetini izah edebileceği düşüncesini temellendirmektedir.