Bizim yapamadığımızı siz yapın Efendim. dedi.
Arkasını dönüp, hiçbir şey söylemeden yürümeye başladı Gökalp.
Seni nerede bulabilirim? diye sordu Abdülhamit.
Usulca dönen Gökalp,
Güneş doğar, vakti gelince batar. Şüphesiz, batması doğmasına delildir. dedi.
Abdülhamit, bu gizemli adamın ne demek istediğini anladı. Tebessüm etti. Elindeki yüzüğe baktı.
Doğu ve Batı Bir gün kudretli bir adam gelir de ikisini bir ederse diye mırıldandı.
Bahçeye düşen eflatuni ışık şavkları, siyah zemin üzerinde iç içe geçmiş turkuaz renkli çift hilali mesh etti. Çiçek tarhları arasında yürüyen adam kısa zaman sonra gözden kayboldu.
Hanedanın son demleri Borç içindeki saltanat
Sonu gelmeyen taht kavgaları, türlü entrikalar
Dış mihrakların eliyle oynanan sayısız oyun; gizli örgütler, saltanat karşıtları, Masonlar
Dostun düşmana karıştığı zamanda yalnız bir sultanın devletin bekasını sağlama çabası
Her şeyden arda kalan hal olmuş bir padişah, kanlı bir gömlek
İmparatorluğun Son Akşamı, Yeniçeri ve Cemin yazarı başarılı romancı Hakan Kağanın güçlü anlatımıyla; 32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam halifesi Abdülazizin hal oluş hikâyesi dile geliyor.