Yıldız, Ağır Boşluk’ta daha çok kelimeler ve çağrışımlarla ilerleyen, felsefi göndermelerle yüklü bir öykü anlayışı sergiler. İncinmiş, kıstırılmış hayatların peşine düşülürken, dostsuz, kimsesiz, dayanaksız bu insanların topluma, çevreye ilişkin eleştirileri öne çıkar.
Necip Tosun
Yıldız, günümüz Türk öykücülüğü içerisinde titiz dil işçiliği, yalın ve imgeye dayalı anlatımı, kendine özgü biçimsel denemeleri, yer yer felsefi ve soyut imgelerin sınırlarını yoklayan dili ile çağdaşları içerisinde belirgin biçimde öne çıkıyor. Ağır Boşluk’ta olduğu gibi sıra dışı her yeni öyküsüyle hayat karşısındaki tanıklığını sürdürüyor; varlığımızda içkin ve saklı olanı keşfetmeye, belirgin kılmaya, göstermeye ve bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Ali Karaçalı
Ağır Boşluk, bu başlık altında, buna uygun dolulukta toplanmış yüksek soyutlayımlı öykülerle göz doldurmayı başarıyor bana göre. Kadın karakterlerin görülemeyişine yönelik, satır arası suskunluklarla örülü bu içli, hüzünlü öykülerde sessiz ama o parıltılı yanışı görmemek olanaksız.
M. Sadık Aslankara