Sekizinci yüzyıldan başlayarak Anadolu'da ortaya çıkan ve bir süre sonra Osmanlı Devleti'nin
kurulmasında önemli rol oynayan ahîlik hem dinȋ hem de toplumsal bir teşkilâttır. Kardeşim
anlamına gelen Arapça ahȋ kelimesinden geldiği kabul edilen bu ifadenin Türkçe'deki akı-
cömertden türetildiği kabul edilir. Temel kaideleri Kur'an'a ve Hz. Peygamber'in sünnetine
dayandırılan Ahîlik teşkilâtının Anadolu'da kurulmasında, zamanla toplumsal, iktisadî ve
siyasî yapılanmaya dönüşen fütüvvet teşkilâtının büyük tesiri vardır. İslâm'ın ilk asrından
itibaren görülmeye başlayan fütüvvet teşekkülleri içinde 9 yüzyıldan itibaren de esnaf
birlikleri ortaya çıkmıştır. Başka bölgelerde mensuplarına civanmerd, ayyâr, fetâ gibi isimler
verilen fütüvvet ülküsünün, İslâm'ın yayılmasına paralel olarak Suriye, Irak, İran, Türkistan,
Semerkant, Endülüs, Kuzey Afrika ve Mısır'da esnaf ve sanatkârlar arasında yaygın olduğu
bilinmektedir. Türkler, İslâmiyet'i kabul etmeleri ve Anadolu'ya yerleşmeleriyle birlikte
fütüvvet ülküsünü benimseyip kendilerine has yiğitlik, cömertlik ve kahramanlık vasıflarıyla
süslemişlerdir. Selçuklu asrında Anadolu'da Ahîliğin kurucusu olarak kabul edilen Ahî Evran'ın
bu teşkilatın Anadolu'ya kök salmasında ve gelişmesinde büyük rolü olmuştur. Osmanlı'nın
kuruluşunda adı hemen akla gelen âlim ve mutasavvıf Şeyh Edebâli de ahî şeyhlerindendir.