Tarihin en uzun ömürlü ve devrinin en güçlü devletlerinden biri olan Osmanlı Devletinin bu
özelliklerini sadece sahip olduğu askerî güce bağlamak yanıltıcı olabilir. Zira fetihler için güçlü bir askerî yapı gerekli olmakla birlikte alınan topraklarda kalıcı olmayı sadece silahların gücüyle sağlamak mümkün değildir. Bir yerde asırlarca kalabilmenin yolu silahlı gücün yanı sıra güçlü bir idarî ve sosyal teşkilatın tesisinden geçmektedir. Vakıf teşkilâtı Osmanlı Devletinin yabancı topraklarda kalıcılığını sağlayan en önemli faktörlerden biri olmuştur. Devletten bağımsız ve etkinlik sahası tamamen insan ve topluma karşılıksız hizmet olan bu kurum Osmanlı Medeniyetinin şefkatli eli olmuştur. Osmanlıların hâkim olduğu topraklardan bu şefkatli elin sıcaklığını hissetmeyen bir yerleşim yeri neredeyse yok gibidir denilebilir. Bu çalışma, vakıf kurumunun ülke çapında ifa ettiği büyük hizmeti küçük bir Osmanlı kasabası ölçeğinde ele almaktadır.