Dünyamızın en mükerrer varlığı olan insan temel ihtiyaçlarının ötesine geçerek manevi varlığının ihtiyaçları olan doğruya, güzele ve iyiye ulaşmanın özlemini duymaktadır. İnsanlık tarihi boyunca birçok peygamberler gelmiş; doğrunun ve iyin ne olduğu konusunda insanları aydınlatmışlardır. İslam Peygamberi ile onun eğitim ve gözetiminde yetişmiş olan sahabenin hayatında ilk ve en isabetli uygulama imkanı bulan İslam ahlakı insanların yüksek bir ahlaki hayatı tanıma ve yaşama özlemine yeterli ölçüde ve kıymette cevap verebilmekte midir? İşte, bu çalışmanın cevaplamak istediği merkezi soru budur.