Zaten maceraperest bir yapıya sahip olan Bihruz Bey, babası öldükten sonra kendisine kalan büyük mirasla birlikte daha da cüretkar yaşamaya, adeta bu miras hiç bitmeyecekmiş gibi har vurup harman savurmaya başlar. Görenlerin gözünü kamaştıran arabasıyla sık sık gezintilere çıkar.
Yine böyle şık elbiseler içinde, arabasıyla Çamlıca civarında dolaşırken başka bir arabanın içinde görür görmez aşık olduğu çok güzel, sarışın bir kıza tesadüf eder...
Tanzimat`la Servet-i Fünun`un kesiştiği noktada, bir anıtsal roman olarak karşımıza çıkan Araba Sevdası Batılılaşmanın aşırı ve tahrip edici örnekleri üzerinde durur.