Düşünce sorunu, varlık ile bilgi sorunları kadar köklüdür. Çünkü düşünce, varolduğu kabul edilen bir şey üzerinedir ve üzerine düşünülen her şey hakkında bir görüş ortaya çıkar. Görüşler, düşünülen şeyler hakkında bir tür bilgi verirler. Bilgi sürecine girildiğinde, bilimsel sistem ile eleştiri sorunları baş gösterir. Bunlar da, düşünce sorununun uzantıları arasında yer alırlar. Bu yüzden, felsefe ile bilimlerin ilişkili olduğu düşünme sürecini biçimsel olarak ele alıp inceleyen mantıkta iki sorun birlikte görülür. Bunlar biçimsel düşünme ile bilimsel düşünme (kesin bilgi) sorunlarıdır.
Aristotales mantığı, yeniçağa değin uzunca bir süre bilimlerin yegâne yöntemi kabûl edilmiştir. İslâm Ortaçağında mantığın yetersizliği hakkındaki düşünceler, matematiği hedef alan yeni bir yöntem arayışına doğru imalar oluşturmuştur. İslâm düşüncesinde teşekkül eden eleştirici yaklaşım, hem Hıristiyan Ortaçağında işlenerek Yeniçağ bilim anlayışının gelişmesine, hem de İslâm düşüncesinde farklı arayışlara yol açmıştır.Yeniçağdaysa, yeni bir bilimsel anlayış ile ona özgü bir yöntem ihdâs oluşmuştur. Bu, matematiktir.
Bu eser bütün bilimlerde ortak olan düşünme sürecini, biçim ve bilgi boyutlarıyla ortaya çıkaran yargı sorunu üzerine bir araştırmadır. Eserde, Eskiçağ metafiziğinden başlayarak Aristoteles´te gelişmesi izlenen yargı sorunun, Yeniçağa değin kaydettiği gelişmeler konu edilmektedir.