Yanlızlığı herkes farklı yorumlamıştır...
Yanan bir mumum aleviyle dertleşecek kadar sevimsizleşen bir hayatın parçası olmak,kimsenin sahip olmak istemeyeceği bir kader olsa gerek...
Kimi,insanlığa kalabalıklar içerisindeki yalnızlığını anlatmaya çalışırken en anlaşılır şekilde,kimi ise çırılçıplak bir yalnızlığın en soğuğunu yaşıyor olmanın dayanılmaz ağırlığını anlatmaya çalışıyordu kendi kendine...
O da öyle düşünüyordu...
O da yalnız hissediyordu...
Ona göre kimse onun kadar yalnız değildi...
Bir portakal kokusu insanı ne kadar mutlu edebilir?
Gözyaşlarıyla ağırlaşan yastıklara ne kadar sarılabilir?
Ve bir gün öyle bir şey oldu ki...
Hiç tahmin etmemişti...
Ama asla umudunu yitirmemişti...
Bazen öyle anlar olur ki,gözlerin inanmasa da yüreğin fısıldar usulca ve şöyle der:"Sakın umutsuz olma,sen de mutlu insanlar kervanına katılacaksın bir gün...Ve o gün,senin hikayen başlayacak herkesin yaşamak isteyeceği..."
Mucizelere inanıyorsan aramıza hoş geldin...