Ağır adımlarla çıktı dedesinin odasından, sizi burada bırakıyorum, dedi, hepiniz burada kalın, birbirinizi ağlatın. Bozkırda, yıldızlı bir gecede, çıplak ayaklarına ince taşlar bata bata yürüdü. Alıç ağacının dibine çöktü. Kırkbirinci geceydi, gözleri sabit bir noktada, geceler boyu dışarı baktığı pencerede.
O odada bıraktıklarından biri, diğerlerinin arasından sıyrılıp billür, berrak, geliverir mi, diye bekledi. Bekledi ki biri gerçekten gelsin, bu gelen onun cevabı olsun, boşuna yola düşmedin, yapayalnız ve korkuyla boşuna titremedin, desin. Kalbinden korkma desin, o kalp ki aşkı alır kapısından, o kalp ki..
Sükut. Aşktan ötesi.