Kitabın muazzam kıymeti Chakrabarty'nin akademideki standart jargonlar içerisinde konuşan bizlerce her daim geçiştirilen ve unutulanı gün ışığına çıkartmaktaki istisnai kabiliyetinden geliyor. Bunu yapabilmek ancak Adam Smith ile Tagore'u aydınlatıcı bir ilişkiye sokabilen çift-dilli bir bilinç türüyle mümkündür. Chakrabarty'yi okurken bunu yüksek derecede bir belagat ve ferasetle icra edebileceklerin sayısının bu kadar az olmasından esef duyuyorsunuz. Charles Taylor Avrupa'yı taşralaştırmak fikri, ekseriya detaylandırılmayı bekleyen bir içgörü olarak, bir süredir dolaşımdaydı. Dipesh Chakrabarty bu fikri kitabında muazzam olgularla ve ustalıklı bir surette kuramla beslenmiş bir proje olarak geliştiriyor. Örnek bir akademik çalışma olarak modernite ve sömürge tecrübesine dair mevcut tartışmaların seviyesini yükseltmek için talepte bulunup, sömürgeci ayrımın iki tarafındaki tarihlere ve kültürlere yaklaşımımızı gözden geçirmeye çağırıyor. Hayranlık uyandırıcı bir meydan okuma! Ranajit Guha Avrupa'yı Taşralaştırmak 2000 yılında yayımlanışını müteakip tarihyazımını dönüştürmekle kalmayıp, sosyal bilimlerdeki Avrupa-merkezciliğin kırılmasında eleştiriden icra aşamasına geçilmesine öncülük etti. Dipesh Chakrabarty kapitalist modernitenin kavramlarla ördüğü soyut anlatıyı ve kronolojiyi tarihin çoklu zaman çizgilerinin içine çekerek sarsıyor. Batı-dışı toplumların ne yaparlarsa yapsınlar noksan kaldıkları ilerleme ve medeniyet ideallerini sorguluyor, moderniteye geçiş tartışmalarını yeniden yazıyor. Avrupa'nın "insanlığın evrensel tarihi"ni temellük edişine son verip, kıtayı taşralaştırmak sosyal bilimleri ve geleceği özgürleştirecek ilk adım.