O gün, diğer günlerden farklı bir hava görülmüştü. Güneş tutulmuş ve ardından tekrar normale dönmüştü. Bir an, çamurlu yolun yanındaki köpek havlamayı bırakmış, yoldan geçen bir arabanın şoförü frene basıp yavaşlamış, cezaevinin bahçesinde konuşan gardiyan ve mahkûmlar susmuş, Halil’in yeğeni merakla gökyüzüne bakıp dayısını düşünmüştü. O gün ay, bir an için güneşi avuçlarına almış ve sonra tekrar serbest bırakmıştı.
İnsan istese de istemese de bu dünyada kendini bir mücadelenin içinde bulacak, savaşını verecek. Düşman varsa taraflar bellidir; kötüler zulmeder, iyiler direnir. Ayın Avucundaki Güneş’in anlattığı hikâyeler bir yandan gerçek savaşlardan kesitler sunarken, diğer yandan barışın sadece görünürde olduğu, insanları kendileriyle savaşmaya iten çağdaş düzeni faş ediyor. Gerçeğin sert kabuğunu kırmaya girişiyor Ali Murat Binark’ın kalemi.