Panait Istrati romanlarında çoğunlukla yolculuklarını anlatır. Fakat gezdiği ülkeler değil, tanıdığı insanlar ön plandadır. Yapıtları kendi yaşamıyla bütün insan kardeşlerinin çektiklerinin son derece içten, dürüst, gösterişsiz karışımıyla oluşturulmuş; bir bakıma Balkanlar'da yazılmış Memleketimden İnsan Manzaralarıdır. Pek çok dilde okunan, sevilen bir yazar oluşu da bunu doğruluyor gibidir.
Istrati, Baragan'ın Dikenleri'nde zorlu koşulların hüküm sürdüğü Romanya topraklarında yaşanan yoksulluk ve eşitsizliği anlatır. Baragan'da insanlar bir lokma yemeğe muhtaç, köle gibi yaşarlar. Oysa ağalar, devletin ileri gelenleri ve zenginler refah içindedir. Baragan'da yaz sona ererken kuzeyli rüzgârlar sert kışın ve karın gelişini haber verir. Dikenlerin büyük yolculukları da işte o zaman başlar. Tüm Baragan'ı bir uçtan diğerine kat ederler. Peşlerine de yitip gitmeye ya da altına girilecek bir çift kanat aramaya kaçan yoksul çocukları sürüklerler. Istrati, Baragan'ın kıraç topraklarında kıtlığın, toplumdaki güç eşitsizliğinin ve yaşanan gerginliklerin öyküsünü yoksul bir çocuğun gözünden anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)