Mekke, Medine/Hicaz ve Irak/Kûfe ekolleriyle başlayan tefsir hareketi, fetihlerin devam etmesiyle birlikte Mısır, Maveraünnehir, Kuzey Afrika/Mağrib, Endülüs ve Anadolu bölgelerine doğru kaymaya başlamıştır. Tefsir tarihi yazımının yeniden ele alınmasını gerekli gören bazı araştırmacılar, ekol ve akım anlamında ciddi gelişmeler gösteren bu bölgelerin gözden uzak tutulmamasına, buradaki faaliyetlerin araştırılıp ortaya çıkarılmasına, özellikle tefsirin kuruluş dönemi faaliyetlerine eklemlenmesine dikkatimizi çekmektedir. Çünkü üç ekolün ortaya koyduğu klasik tefsir yaklaşımı rivâyet ağırlıklı çerçeve içerisinde değerlendirilmektedir. Oysa müfessirin yorumunu yaşadığı bölge, ilmî ve kültürel çevre, hayat tarzından kaynaklanan örf ve adetler, bölgede yayılan mezhep ve fırkalar, eğitim aldığı hocalar, ilim ve medeniyet seviyesindeki farklılıklar ve farklı kültürlerle karşılaşma derinden etkilemektedir. Bu sebeple Doğu-İslâm dünyası ile Endülüs medeniyeti arasında köprü vazifesi gören, her iki medeniyetten etkilendiği gibi aynı zamanda her ikisini etkileyen bu coğrafya (Fas, Tunus ve Cezayir) tefsir çalışmaları kapsamında inceleme ve araştırma konusu yapılmıştır.
Bir tefsir tarihi çalışması olarak planlanan bu araştırmada sınırları belirlenmiş bölgede (Fas, Tunus ve Cezayir) ilk dönemden itibaren günümüze kadar yapılan tefsir faaliyetleri iki aşamada ele alınmaya çalışılmıştır. Birinci aşamada başlangıçtan itibaren XIX. yüzyıla kadar geçen süre içerisinde bölgede ortaya konan klasik dönem tefsir çalışmalarını gün yüzüne çıkarmak hedeflenmiştir. İkinci aşamada ise modern dönemde Mağrib’de yapılan çalışmalar üzerine yoğunlaşılmıştır. Bu bölgede yapılan tefsirler ıslahî/ictimâî, makâsıdî, selefî, fırka ve tasavvufî-işârî şeklinde tasnif edilerek incelenmiştir.