Neden aslında haksız olsak bile çoğunlukla haklı olduğumuza inanırız?
Niçin nedensiz yere kıskanç ya da paranoyak oluyoruz?
Sahte haberler dünyanın dört bir yanında neden bu kadar hızlı yayılıyor?
Bizi kandırmak neden bu kadar kolay?
Çünkü dünyayı olduğu gibi görmüyoruz. Onu zihnimizde yeniden inşa ediyoruz. Gerçeklik, zaten fizyolojik olarak gayet kısıtlı olan, bir de üstüne modern dönemdeki teknolojik yeniliklerle oldukça sınırlı hale gelen dikkat kapasitemiz ve beyin yeteneklerimizle kavranamayacak kadar karmaşık ve çok yönlü. Dolayısıyla dünyayı algılayışımız özneldir, herkes için mutlak bir gerçeklikten pek söz edilemez. Çeşitli unsurlar bilgi edinme ve kanaat oluşturma şeklimizi etkiliyor.
Beynimiz ise dünyayı kendi yöntemiyle yeniden yaratıyor, hem de çoğu zaman bizim iyiliğimiz için: Bir seçim yapmadan önce, belirli bir durumda mevcut olan bütün seçenekleri bilmek zorunda olsaydık ne kadar zor olurdu, hiç düşündünüz mü? Örneğin bir mağazada bir kıyafet ya da bir restoranda bir yemek seçmek? Söyleyelim, sonsuza kadar! Neyse ki beynimiz değerlendirmeyi kendiliğinden yapıyor: bizi kusurlara, yanılsamaya, yanılgılara ve hataya maruz bıraksa bile, bildiğimiz dünyayı yeniden inşa etmemize ve içinde görünüşte sorunsuz biçimde yaşamamıza imkân tanıyor.