Merhaba arkadaşlar, ben Ada.
12 yaşındayım, okulda derslerim iyi ama kimse farkında mı bilmiyorum. Bilemem çünkü sormuyorum. Sorarsam birileri bana, “Ama şunda da o kadar iyi değilsin.” der diye çekiniyorum. Ailem okumayı yazmayı seviyorum diye beni belediyenin sanat kurslarından birine katılmam için yönlendirince tiyatroyu seçtim. Bunu niye yaptım bilmiyorum, çünkü ben topluluk içinde konuşmaktan, kendimi göstermekten hoşlanmam. Yani belki hoşlanırım ama yapamam, kaygılarım izin vermez. Kaygılı olmak ne demek, nasıl aşabiliriz merak ediyorsanız hikâyemi okuyun.
Merhaba arkadaşlar, ben Çınar.
Tiyatro kursunda “Peter Pan” oyununu oynamaya karar verdiğimiz gün hayatım değişti. Üstelik başroldeyim ve bu beni biraz kaygılandırıyor. Genelde bu durumlarda büyükler bana; “aman niye endişeleniyorsun”, “endişelenmene gerek" yok ya da "endişelenme, sen yaparsın” gibi şeyler derler. Sanki endişelenmek benim elimdeymiş, bir tek ben endişelenmemeyi beceremiyormuşum gibi hissediyorum. Kim ‘ya başaramazsam’ diye kaygılanmaz ki! Sizin de böyle kaygılarınız varsa hikâyemi anlatayım.
Ufak Tefek Kaygılar’da çocukların gözünden kaygı ne demek, neler yaşatıyor, nasıl aşmaya çalışılıyor ve gerçek çözüm nerede sorularının cevabını bulacaksınız. Çocukların çocuklara kaygının nasıl yönetildiğini anlattığı bir ilk gençlik kitabı.