Yüksek öğrenimini bitiremeden askere alınan, Filistin Cephesinde, ne uğruna savaştığını tam da anlayamadan esir düşen bir genç 1920de yurda döndüğünde, Milli Mücadeleyi günü gününe takibe başlar. Sakaryadan gelen zafer haberinin ardından askere giderken hislerini, Mamafih bu defa ne için harp edeceğimi biliyorum diye günlüğüne kaydeder.
736 gün boyunca tuttuğu notlar sadece savaşı değil, tüm insani yönleriyle, savaşanları ve cephede süren gündelik hayatı da anlatır.
İbrahim Sorguçun harp sandığında özgün elyazmaları, emirnameler, pusulalar, fotoğraflar ve eşyalarla birlikte sakladığı bu samimi günlük, Kurtuluş Savaşına bambaşka bir pencere açıyor.