Bülbül-Nâme Hikâyesi küçük bir hikâye. Ama kahramanları büyük. Aşk, haset ve adalet. Bülbül hikâye boyunca sadakatle, bir an bile şaşmadan aşkı savunur. Hasetse bir yanılsama, kadere ve varlığa olumsuz, kötücül bir müdahale olarak karşımıza çıkar. Taraftarlarının çokluğundan bir müddet hakim olacakmış gibi gözükür, fakat hakikatin karşısında olması, ona karşı durması en zayıf tarafıdır. ?Adaleti ise Hz. Süleyman temsil eder. Kuşların dilini bilen odur. Kuşların dilini bilen gönüllerini bilmez mi? Mahkeme kurulur. Hz. Süleyman'ın yaptığı sadece onları konuşturmak, her kuşun dile gelip meşrebini ortaya koymasını sağlamaktır. Sonunda bütün kuşlar gönüllerindekini ortaya koyarlar. Kimi hasetçinin oyununa gelir ona alet olur, kimi de hakikate ram olur.
Süleyman'ın mahkemesi bir bakıma kuşlara birbirini tanıtmak, kendilerine ayna tutmaktır. Hasetçiye ve onu savunanlara tuttukları yolun kötülüğünü göstermek, âşık bülbüllere ve onları savunanlara da tertemiz gönüllerinin herkese ayan olmasını sağlamaktır. Bırakın insanları kuşlara bile gerekli olan adalet sonunda tecelli edecek, âşık bülbüllerin hikâyesi haset sınavından geçerek bir remiz, bir sembol olarak kültür ve medeniyet değerlerine katılarak ölümsüzlüğe erişecektir.