Ben nerede yaşıyorum, eğer yaşıyorsam,
Başka neresi olabilirdi; Büyük Boşluk Oteli!
Düşümde yaşlı bir ineği sağıyorum,
O sağılıştan elde ediyorum bildiğim,
Bilmediğim tek müziği
Bakır kaplarda süt bir kirli beyaz, bir yeşil
Bir kırmızı, bir çürük portakal rengi
Kapı seslerine kulak veriyorum;
Her duyduğum yaşlı bir sağılış sesi,
Siyaha geçiş törenleri!
Büyük Boşluk Oteli konuşuyor benimle
Bir otel ne kadar konuşabilirse öyle,
Tanrıtanımaz desem; değil, her şeye kayıtsız sadece
Işığın karanlığa çekildiği yer
Silinmiş el yazıları gibidir
Vazgeçilmiş arzular kendini belli eder!