"Naci Yorulmaz'ın kaleme aldığı ve daha önce İngilizcesini okuduğum Büyük Savaşın Kara Kutusu Kronik Kitap tarafından Türkçeye kazandırılmış bulunuyor. Osmanlı ile Almanya arasındaki ilişkilerde akıllarda en çok kalan kişilik Von der Goltz Paşa ve Osmanlı ordusunun Rus Harbi'nden (93 Harbi) sonraki reformunda da Alman savunma sanayisinin Osmanlı silah pazarındaki etkisidir. Önceleri Amerika ile yapılan yoğun silah ticareti özellikle II. Abdülhamid'den sonra Almanya ile yapılan silah ticaretine dönüşmüştür. Türk ataşemiliterlerinin, önceleri Almanya'da eğitim gören subaylar arasından seçilmesi ve gelen Alman askeri müşavirlerin Türk ordusunun özelliklerini çok iyi kavraması dolayısıyla söz konusu silah ticaretin geliştiği sık dile getirilir. Aslında bir gerçeği de unutmamak gerekir ki I. Dünya Harbi'nden evvel silah sanayisi içinde Almanya'nın ve Çekya'daki tesisler dolayısıyla Avusturya'nın da özel bir yeri vardır. İşte kitapta açıklıkla gösterildiği gibi Osmanlı İmparatorluğu zamanla bu ülkelerin silah firmalarının rekabet ettiği önemli bir pazar haline gelmiştir. Kitabında bu konuları dikkatli bir şekilde ele alıp inceleyen Naci Yorulmaz'ın bu çalışmasının II. Abdülhamid ve sonrası döneme ilgi duyanlar ile savunma sanayisi ve silah ticareti konularında okuma yapmak isteyenler için de oldukça yararlı olacağı kanısındayım."
İlber Ortaylı, Galatasaray Üniversitesi
Dr. Naci Yorulmaz, Osmanlıca, İngilizce ve Almanca kaynakların eşliğinde yakın tarihin daha önce ele alınmamış bir konusunu, benzersiz biçimde ele alıyor. II. Abdülhamid döneminden I. Dünya Savaşı'na kadar Osmanlı silah pazarının perde arkası, Yorulmaz'ın akıcı üslubuyla Büyük Savaşın Kara Kutusu'nda ortaya çıkıyor. Kitap, Almanya-Osmanlı silah ticareti örneğiyle uluslararası silah satışlarının dış politika aracı olarak nasıl kullanıldığını dört farklı ülkenin zengin arşiv belgeleriyle açık bir şekilde gösteriyor. Alman askeri danışmanların, dış temsilciliklerin silah pazarında oynadıkları etkin rolü, şahsi diplomasinin hem dış politika inşa sürecindeki hem de silah satışlarındaki belirleyici gücü ve silah satışlarının politik şantaj malzemesi olarak nasıl kullanıldığı bu kitapta gün yüzüne çıkıyor. Osmanlı'yı Almanya ile ittifak halinde Büyük Savaş'a sürükleyen çok yönlü süreci uluslararası silah satışlarıyla ilişkilendiren Yorulmaz bu konuda özgün bir yaklaşımı da tartışmaya açıyor.
Sultan II. Abdülhamid ve sonrası dönemi çok farklı bir açıdan ele alan Büyük Savaşın Kara Kutusu, Osmanlı-Almanya ilişkilerini çalışacak birçok tarihçi için önemli bir başvuru kaynağı olmanın yanı sıra siyasi ve askeri tarih, iktisat tarihi ve uluslararası ilişkiler tarihi alanlarına ilgi duyan herkese hitap eden öncü ve yenilikçi bir çalışma.