Günümüzde kimi yenilikçiler, Batıdaki edebiyat akımlarındaki bazı olumsuzlukların arkasına sığınarak modernizm adına tarihsel, kültürel, millî ve dinî değerlere dil uzatmayı gaye edinmişlerdir. İslâm’a göre insan, hayat ve kâinat olgularının dışına çıkarak hayatı anlamsız bulmuşlar ve her şeyde bir keşmekeşliğe gidilmesini istemişlerdir. Böylece çalışmalarında karamsarlık, endişe ve melankolizm dolu psikolojik öğeler ile, nefret, topluma karşı yabancılaşma, geleneklere baş kaldırma, ahlâk dışı ilişkileri tasvir, dinî değerlerle alay etme ve ateist telakkileri yaymak gibi İslâmî değerleri temelden sarsan düşünceler yer almaya başlamıştır. Geleneksel şiir ölçütlerinin dışına çıkan bazı edebiyatçılar, bu yönde aşırıya kaçarak, şiiri bilinç altında aramayı yeğlemişler ve akıl mihengine göre şiir yazmayı reddetmişlerdir. Bu nedenle, şiirlerini anlamak oldukça güçleşmiş, hatta zaman zaman mimarisi anlamsız kelimeler üzerine kurulmuş şiirler yazmışlardır. Tehlike çanlarının çaldığını fark eden basiret sahibi kimi düşünür ve yazarlar, edebiyatı, buhran döneminin bu nevi zararlı eğilimlerinden korumak için kolları sıvamışlar ve İslâm’ın hayat, insan ve kâinata bakışını esas alan bir yaklaşımla edebiyatı yeniden yapılandırma yoluna gitmişlerdir.