Bu eserin ana konusu, Martin Heideger'in Türk aydını tarafından keşfi ve ardından unutulmasının hikâyesidir. Fakat bu hadisenin tam olarak anlaşılabilmesi için, söze girerken önerdiğimiz metodun gereği olarak, Bergson başta olmak üzere, Türk aydınının düşünce dünyasına mühim etkilerde bulunmuş başka düşünür ve problemlere de değinilmiştir. Metnin içinde, kaçınılmaz olarak, birçok yan ve alt tartışmalar, henüz literatüre girmemiş bir takım bilgiler de yer almaktadır. Dolayısıyla okuyucu, zaman zaman hurda teferruat ile karşılaşarak belki de bıkkınlık geçirecektir. Fakat yine de, aydın zümremizin kafasının içinde, daima gelecek endişesinin ağır bastığını ve bu topraklarda, İsmail Kara'nın deyişiyle ‘siyasetsiz ilim' olmadığını göstermenin başka çaresi yoktur. Hala ve sürekli biçimde manipülasyona açık kalmamızın kökenlerine bir nebze olsun inebildiysem, ne mutlu bana.