Genç bir kızla yaşlı bir adamın umutsuz aşkları... Nietzsche için: "Alman felsefesine kapıları kırarak giren adam" demişlerdi. Picasso klasik resim sanatını altüst etti. İşte Hüseyin Üzmez de onların yaptıklarını yapıyor. Kabına sığmayan bir yazar... Alışılmış klıpları kırıp parçalayarak atıyor. "Ben hayatı yaşadım, hayatı yazıyorum" diyor.
Bu kitabı da gürül gürül hayat akan bir eser. Roman değil, hikaye değil, uydurma değil. Tarih, destan, felsefe, hatıra hiç değil... Baştan başa hakikar. Onu okurken kendinizi, önce dayanılmaz bir aşkın dipsiz derinliklerinde bulacaksınız. Sonra Kafkas dağlarında eşsiz kahramanlara beraber olacaksınız. Yiğit Çeçenleri daha yakından tanıyıp, olaylara onların gözüyle bakacaksınız.
Bir defa başlayınca birmeden bırakmayacağınız, merak ve heyecanla bir çırpıda sonuna kadar okuyacağınız bir kitap...
öyle bir kitap okumaya değmez mi?