Mavi gözlü, uzun kirpikli, yakışıklıydı;
Tez canlı ama vakurdu;
İlk İmparator Fatih'in gözdesiydi...
İki eski başkent, Bursa ve Konya, abisiyle taht mücadelesine meydan oldu;
Adına hutbe okuttu, sultanlık ilan etti...
İsyanında başarılı olamadı, Rodos Şövalyelerine sığındı;
Kandırıldı; bu, 13 yıllık esaretin başlangıcıydı;
Başının değeri her yıl Papa'ya ödenen 40.000 altında...
İtti kadehi, takmadı haçı, vermedi dünya krallığına dini.
Evlat ve vatan hasreti yol ağzıydı.
36 yıllık ömründe 36 padişahtan biri olamadı...
Cem Sultan'ın hikâyesini; Fatih Sultan Mehmed'in ölümü, Bayezid'in taht mücadelesi, Anadolu'da Şii oluşumları, isyanlarlar ve iki büyük aşk çerçevesinde kurguluyor Hakan Kağan Cem Sultan romanında. On üç yıllık esareti boyunca evladına, eşine ve vatanına hasret kalan; bir oğlu Sultan Bayezid, diğer oğlu da Kanuni tarafından boğdurulan; Napoli'de Capoua Şatosu'nda zehirlenerek öldürülen; Sultanlık olmazsa dervişlik de hoştur mısrasının sahibi şair şehzade Cem Sultan'ın hazin öyküsü, Hakan Kağan'ın sürükleyici anlatımıyla...