Fıkıh usûlcülerinden Tâcüddîn es-Sübkî'nin (ö. 771/1370) Cem‘u'l-cevâmi‘ fî usûli'l-fıkh adlı eseri usûl konularını çok özet bir şekilde inceleyen, fıkıh usûlünün yazımında takip edilen mütekellimîn ve fukahâ metotlarını birleştiren memzûc, yani eklektik bir yöntemle yazılan ve medreselerde ders kitabı olarak okutulan bir eserdir. Sübkî olabildiğince Cem‘u'l-cevâmi‘i özet bir şekilde yazmıştır. konularla ilgili görüşleri bazen bir iki kelimeyle anlatmaktadır. Hatta görüşleri aktarırken anlaşılan ihtilafları zikretmez, okuyucunun anlamasına bırakır. Sübkî'nin sonuç kısmında belirttiği üzere Cem‘u'l-cevâmi‘ çok kısa yazılan, az ifadelerle birçok manayı ifade etmektedir. Bu yüzden Cem‘u'l-cevâmi‘ üzerinde onlarca şerh, hâşiye ve ta‘likâtlar yazılmıştır.
Cem‘u'l-cevâmi‘, olduğu gibi Türkçe'ye çevrilmesiyle anlaşılacak bir eser değildir. Bu yüzden onu tercüme ederken başta Celâluddîn el-Mahallî'nin el-Bedrü't-tâli‘ fi halli cem‘i'l-cevâmi‘ adlı eseri olmak üzere şerhlerinden faydalandık. Bununla birlikte anlaşılmayan ifadelerini yuvarlak parentez arasında beyan ettik. Cümlelerin akışını sağlamak amacıyla köşeli parentez arasında izah ettik. Konuların anlaşılmasını sağlamak amacıyla şerhlerinden yararlanarak dipnotlarda açıklamalarda bulunduk.
Müellif Cem‘u'l-cevâmi‘de, ana bölümler hariç geri kalan malumat için "Mesele" ve "Hâtime" şeklinde izaha muhtaç ifadeler kullanmıştır. Bu nedenle eserin hep Arapça metninde hem de tercümesinde başlıklandırma yoluna gittik.