Çocukluğun masumiyetinde kocaman görünür hayat gözlerimize... Oysaki küçücük şeylerin birikimidir hayat, çoğunlukla idrak edemesek de...
Hayat aslında Keloğlan masallarındaki özgüvende, Nasreddin Hoca fıkralarındaki sıra dışılıkta, perdedeki Karagöz-Hacivat oyununda, mahalledeki bakkal amcamızın sıcacık tebessümünde, okuduğumuz kitapların huzur veren cümlelerinde, en tatlı sabahlarda, en hüzünlü akşamlarda gizlidir.
Hz. Mevlana'nın dediği gibi ?Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders, nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters!"
Herkesin bildiği ama çoğumuzun fark edemediği gerçekler var... Kendi içimize bakıp içimizdeki gücü görmek yerine, yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizeriz biz de herkes gibi. Halbuki renklerle doludur hayat.
Her yeni günü küçücük bir çocuğun merakıyla yaşamak, geçen her güne anlam katmak ve gelecek güne ümit beslemek...
Hayat bu ya, bir amacımız olsa gerek...
Bazen kanat takıp uçmak,
Bazen uykusuz geceler boyu çalışmak,
Işığa dönmek yüzünü, inanmak kendine...
Ne taşıdığını bilirsen hafifler hayatın yükü,
Bazen sebepsiz bir tebessüm uzatır ömrü...
Ve bazen de bir kitap sizi hiç yormadan,
Gülümseyişinizin altına umut eker.
Tıpkı elinizdeki kitap gibi...
Eee çünkü bu; Çok Normal...