"Gazete bitmez, radyo ölmez, televizyon sönmez." diyenlerdenim. Bu gazete-radyo-TV üçgeni tarz ya da mecra değiştirirama siz yine gazete okur, radyo dinler, TV izlersiniz. Biliyorsunuz hangi üçgeni çizerseniz çizin, iç açıları toplamı aynıdır.
Koronavirüs şüphesiz hayatlarımızın sürecini değiştirdi. Eksiksiz herkes geçmişine gitme, bir öz değerlendirme havasına girmiştir. Bendeniz de bir eğitimci olarak şöyle bir zaman matinesine girdim ve 2006'da başladığımız DELİKANLICA başlıklı, yelpazesi geniş bu süreci ve heyecanı sizlerle buluşturmak istedim.
Bu yazıların yayınlandığı ortam;yerel gazeteler, kitaplar ve dergiler oldu. Bazen bir deneme, bir seyahat yazısı, bazen bir serzeniş, bazen ağır konular oldu. Kısacası "Yazıyor, yazıyor, yazıyor" diyen bir sevda oldu. Haddim olmayarak bildim ki: "Söz uçar, yazı kalır."
Radyoda bir söz vardır: "Sesinin ulaşmadığı yer senin değildir." diye. Bu yazıyı okuyorsanız size ulaşmışımdır. Ne mutlu.
Bir çay koyun ya da kahve.
"Başlıyoruz."