Çok öfkelenince ateş püskürür, küplere bineriz. Neşemizi ve konuşkanlığımızı kaybettiğimizde dut yemiş bülbüle döneriz. Leb demeden leblebiyi anladığımız da olur, işin püf noktasını kaçırdığımız da... Kimi zaman başımıza çorap örülür, bazen de işler kabak tadı verir.
Böyledir deyimler; uzun uzun anlatacağımız durumları bir çırpıda söyletiverir. Meramımızı etkili ve güçlü bir yolla anlatmamızı sağlayan deyimler, aynı zamanda tarihimizin dilimize bıraktığı mirasın önemli bir parçasıdır.
Deyimlerin ortaya çıkış hikâyelerini bulacağınız bu seride, birbirinden ilginç hikâyelere şahit olacak, geçmişe doğru tatlı bir yolculuğa çıkacaksınız. Zaman zaman saraylara konuk olup sultanların yaşantılarına göz atacak, şeyhlerle dervişlerin sohbetlerine dâhil olma imkânı bulacaksınız. Kervancılar, tüccarlar, hocalar, talebeler, kadılar ve daha nicesiyle tanışıp hangi deyimin ilk, ne zaman, kim tarafından, nasıl ve niçin kullanıldığını öğreneceksiniz.