İnsanoğlu iyi kötü, güzel çirkin, düzen kurmak ya da fesat çıkarmak, yapmak ve yıkmak gibi birbirine zıt birçok haslete açık olarak yaratılmış bir varlık. Belli bir yöne sevk edilip belli eylemlere kodlanmış robotlardan farklı olarak onun eylemleri öngörülemez. Hal böyle olunca iki kişiden oluşan en küçük topluluktan milyonlara, hatta milyarlara varan büyük toplulukları, muayyen kaideler çerçevesinde bir arada tutmak, fesat ve isyana başvurmalarını engelleyerek onlara hakim olmak dünya tarihindeki en zor işlerden görülmüştür. Bundan dolayıdır ki tarih boyunca yönetmek üzerinde kafa yorulan, farklı şekilleri ihdas edilen bir mesele olagelmiştir. Sadece hakimiyeti altında bulunan insan topluluklarını belli bir düzen içerisinde yönetmek değil, aynı zamanda hakim olduğu vatanı ve vatandaşlarını dış tehlikelere karşı korumak gibi temel bir gayesi de bulunan yönetici, bu zor görevi ifa ederken yanında bir yardımcı ya da kılavuza ihtiyaç duymuş, bu yardımcı ya da kılavuzun varlığı zorunlu hale gelmiştir. Bu sebeple tarih boyunca bir taraftan her yöneticinin yanı başında danışmanı/ları eksik olmazken bir taraftan da yöneticilik bilgisini teorik, uygulamalı ya da her ikisini bünyesinde toplayan kılavuz eserler yazılagelmiştir.
Kısa bir süre içerisinde, geniş bir coğrafyaya yayılarak farklı kültür dairelerinde bulunan topluluklara hükmeder duruma gelen İslâm medeniyetinde de yönetmek/siyaset konusu etrafında birçok eser yazılmıştır. Bunların bir kısmı konuyu uygulamalı olarak ele alırken bir kısmı ise teorik düzlemde tartışmıştır. İşte bu çalışmanın konusu da böyle bir eser olup XI. yüzyılda yazılmış Arapça bir siyâsetnâmenin Osmanlı Türkçesine yapılan tercümesini ele almaktadır.
Devlet Yönetiminde İstişâre, Tedbir ve Tecrübe adını verdiğimiz bu eser, Hatîb el-İskâfî'nin (ö. 1029) Arapça olarak yazdığı Lutfu't-Tedbîr fî Siyâsâti'l-Mülûk isimli eserinin on sekizinci yüzyıl müderrislerinden Abdullah Kudsî (ö. 1718) tarafından yapılmış olan tercümesidir. Bu siyasetnâme, 1703-1730 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun başında bulunan III. Ahmed'e sunulmuş olup, devlet yönetimine dair hikâye ve rivayetlerin derlenip tematik olarak tasnif edildiği bir eserdir.