Ötüken, okuyuculara dünya edebiyatının en güzîde eserlerinden Doğu Batı Divanı´nı takdim ediyor. Büyük Alman mütefekkir ve şairi Goethe´nin en olgun tefekkür meyvelerinden sayılan Doğu Batı Divanı, Faust ile birlikte, kalp atışları misali birbirini tamamlayan iki kemâl zirvesinden biri olarak kabul ediliyor. Faust´un cihanşümûl şöhretine, hakkında yapılmış çok sayıda araştırmaya ve yayına mukabil Doğu Batı Divanı, maalesef Türk aydınlarının dikkatinden uzak kalmış, lâyıkıyla okunup üzerinde teemmül edilmemiştir. Hâlbuki Doğu Batı Divanı´nın kaleme alınması çok ilginç bir Şark geleneğine dayanıyor: Goethe bu büyük eserini, başta Hafız, Şeyh Sadi, Nizâmî ve Mevlânâ gibi klasik İslam şairleri olmak üzere birçok Müslüman şair, devlet adamı ve nüktedanlarına bir nazire olarak kaleme almıştı. Bu eserde Goethe, birçok klasik İslam şairi, devlet adamı, sanatkârı ve mütefekkirini klasik şark şiirinin diliyle değerlendirmiş, onları eserleri ve tefekkür tarzlarıyla birlikte Batıya tanıtmaya çalışmıştır; bu açıdan Doğu Batı Divanı, sadece doğuyu ve batıyı değil, Klasik İslam tefekkür ve kültürünü anlayabilmemiz için rehber bir eserdir.
Eseri Türkçeye kazandıran mütercim Senail Özkan, eserin giriş kısmında yer alan etraflı ve dikkate değer bir tanıtma yazısıyla Goethe´nin din anlayışını, dünya görüşünü, felsefesini, tefekkürünü, Doğu´ya ve İslam´a, bakışını, özellikle de klasik İslam düşüncesi, şiiri ve kültürüyle alakasını Türk okuyucusuna takdim etmektedir; bu mukaddimede Doğu Batı Divanı´ndaki şiirlerin hangi ilhamla, hangi kaynaklardan beslenerek kaleme alındığı da araştırılmış, Goethe´nin tercih ettiği mecaz ve şifrelerin anlam ve yorumları ana kaynaklara müracaatla mukayeseli tarzda izah edilmiştir.
İki yüz yılı aşkın bir süredir, şaşırtıcı bir şekilde Türk kültür dünyasının dikkatlerinden uzak kalan Doğu Batı Divanı´nın hak ettiği alakayı göreceğine inanıyor, bu mühim eseri Türk irfânına armağan