"Selahaddin Sonrası Eyyûbîler" kitabının yazımı sırasında Haçlı istilasının dehşetini atlatmak üzere iken soluğu Moğol istilasının dehşetinde aldım. Dillerin anlatmaktan, kalemlerin yazmaktan aciz kaldığı bu istilanın dehşetini önce Hârizmşahlılarda hissettim. Onlar kimdi, nasıl insanlardı? Sorumun cevabı, beni Moğol istilasına götürdü. İstila ile ilgili kaynakların arasına daldıkça içimden ne okumak ne anlatmak geldi. Hakikaten hem okumak hem anlatmak için kendimi her safhada zorladım. Her safhada biz Müslümanlar olarak bunu yaşamış olamayız, dedim. Kalemim elbette o dehşeti size kamilen duyurmakta aciz kaldı. Belki onu size duyurmakta bir sakınca gördüm de mümkün oldukça sathi anlattım. Ama ona karşı dehşetin arka planını size duyurmak ve yaşananların nedenlerini sizin zihninizde berraklaştırmak için elimden geleni yaptım.