Abbâsî hanedanının ilk hâlifesi Ebü’l-Abbâs Seffâh’ın ardından halifeliği üstlenen Ebû Cafer Mansûr gerçek anlamda Abbâsîler Devleti’nin kurucusu sayılır. Onun idaredeki ilk önemli adımları ise Emevîlere karşı gerçekleştirilen ihtilal hareketinin ortaklarını sırasıyla tasfiye edip yönetimi Abbâsî hanedanında birleştirmesi suretiyle iktidarda birliği sağlaması, bunun devamı mahiyetinde Emevî yönetiminin yeniden canlandırılması adına gerçekleştirilen isyan faaliyetlerini başarısız kılmasıdır.Ebû Cafer’in iktidarda baş etmek durumunda kaldığı en önemli dâhilî problemler ise Ebû Müslim’in öldürülmesi bahanesiyle ortaya çıkan Horasan ve Maveraünnehr merkezli siyasî isyanlardır. Yönetimi tehdit eden diğer bir faaliyet ise iktidarın aslında kendi hakları olduğuna inanan bu uğurda Emevîler döneminden itibaren mücadele eden Ali evladı hareketleridir. Mansûr bunların yanı sıra farklı zamanlarda ülkenin değişik bölgelerinde yaşanan Hâricî isyanlarını da etkisiz hale getirmiştir.Halîfeliği döneminde bir taraftan dâhilî problemlerle meşgul olan Ebû Cafer Mansûr diğer taraftan da Abbâsî hanedanına devlet olma karakteri kazandırmak adına ülkeye yeni bir başkent kurma ihtiyacı duymuş, bu sebeple uzun araştırmalar sonucunda günümüz Irak’ının da yönetim merkezi olan Bağdat’ı başkent sıfatıyla inşa etmiştir. Bağdat, kuruluşundan itibaren sadece bir siyasî merkez olmayıp aynı zamanda ilim, kültür, sanat ve ticaretin de rakipsiz merkezi olma özelliğini uzun asırlar devam ettirmiştir. Bütün bunlar sebebiyle Abbâsîler devleti tarihinde Ebû Cafer Mansûr döneminin önemli bir dönüm noktası olduğunu tespit etmek, kendisini de gerçek anlamda Abbâsîler devletinin kurucusu olarak kabul etmek mümkündür.