Endülüs, İslam medeniyeti içerisinde daima müstesna bir yere sahip olmuştur. Endülüslü olmak sadece Müslümanlar için değil o bölgede yaşayan Yahudi veya Hristiyan; Arap, Berberi ya da İspanyol tüm insanlar için övünülecek ayrıcalıklı bir kültür ve medeniyet seviyesi olarak ortaya çıkmıştır. Endülüs emevi Devleti'nin başkenti Kurtuba ise Endülüsün göz bebeği olarak asırlarca İber yarımadası'nda İslam kültürünü temsil etmiştir. Miladi X. asırda İslam dünyasında Bağdat'la yarışacak seviyeye gelen Kurtuba, aynı zamanda, Avrupa başkentleri için de bir cazibe merkezi olmuş ve çok sayıda ilim talebesini misafir etmiştir. Bu çalışma İslam medeniyetine katkıları kadar Avrupa kültürünü de birçok alanda etkilemiş olan Endülüsün ve Endülüs medeniyetinin de kalbi sayılabilecek Kurtuba'nın hikâyesini konu alıyor. Daha doğrusu yok edilmiş bir medeniyetten geriye kalan izlere dair bir hatıra sunuyor. Az sayıdaki verilerden yola çıkarak hazırladığımız bu hatıradan yine de İslam medeniyetinin Ortaçağ'da ulaştığı ihtişamı ve Avrupa kültürünün beslendiği zengin kaynağı görebilmek mümkündür.