Tutkulu bir mücadele adamı o... Siyah saçlı dönemlerinde iki büyük tutkusu vardı: Yurtdışına sanayi ürünleri ihraç etmek ve ülkesini kırmızı kazaklarla donatmak. Saçının pamuk dede kıvamında ağardığı günlerde ise, yine büyük tutkuları var: Ülkesini verimli bir toprak tabakasıyla, yeşil bir örtüyle donatmak; bu topraklarda yeni bir tüketim ahlakının yeşerdiğine tanık olmak; Atatürkçü kuşaklar yetiştirmek ve çocukluğundaki gibi, olanın olmayana borcunun bulunduğu bir paylaşım düzeni görmek. Bunun içindir böylesi uğraşması.
Umudunu, Rizenin Çamlıhemşin yaylalarında kendisine Erozyon Dede ismi veren çocuktan ve memleketine olan güveninden alıyor:
Dünyadaki yeni paylaşma düzeninin temeli Anadoludan çıkacak. Niçin Atatürk İstanbula Kurtuluş Savaşından bilmem kaç sene sonra geldi, hep Anadoluyu gezdi? Oradan aldı gücünü. Dünya kurtuluş hareketi veya paylaşma düzeni Anadoludan yayılacaktır dünyaya. Ben bir Anadolu bireyi olarak buna gönülden inanıyorum.