İslâm kültür ve medeniyetinin temeli, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) döneminde ve Kur'ân merkezli olarak atılmış; sonraki dönem İslâm kültür ve medeniyeti de bu temel üzerine bina edilmiştir. Osmanlı Devleti'nde de bu minval üzere birtakım çalışmalar ortaya konulmuş; bu alanda birçok ilim ve sanat dalının yanı sıra kurumlar tesis edilmiştir. Osmanlı'da Kur'ân hizmeti padişah, sadrazam ve üst düzey bürokratlar tarafından önemsenmiş; bu kişiler Kur'ân eğitimi için merkezler inşa edip eğitmenler istihdam etmişlerdir. Bu hal Evliya Çelebi döneminde de devam ettirilmiştir. Nitekim Seyahatnâme'de başta İstanbul ve Anadolu coğrafyası olmak üzere Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'da bulunup da Osmanlı'ya bağlı olan her yerde bahsi geçen kurumlardan bahsedilmesi bu düşünceyi desteklerniteliktedir.