Zahiri menhecin en büyük âlimlerinden olan İbn Hazm bu kitabını “büyük kitabı” olarak nitelemekte ve hakikat talipleri için çok önemli olduğunu vurgulamaktadır. İbn Hazm, Allah Teâlâ ve Rasulü (s.a) adına zan ile konuşmanın haram olduğunu ifade edip kesin bilgi anlamını ifade eden ilme tabi olma gerekliliğine inandığı için bu kitabında hükümlerin asılları ile ilgili meselelerde kesin bilgiye götüren şer’î epistemolojiye dair muhtelif bâblarda açıklamalarda bulunmakta ve bunun mukabilinde yer alan zanna dayalı olan usullere hem teknik açıdan hem de tenakuza düşmeleri açısından cevaplar vererek kendi dönemine kadar mevcut olan zanna dayalı metodolojilere temelden eleştiri getirmektedir. İbn Hazm bu kitabının başında kitapta geçen kavramalara dair tariflerini yaptığı bir bölüm de koymuştur. Zahirilik şahsın taklit edilmesi olmayıp aklın kesin burhanları, lügat ve sahabe icmaından elde edilen kesin bilgilere tabi olunmasıdır. Bu bir usul kitabıdır ve diğer kitaplardan farklı olarak usulünü kesinlik üzere kurmaya çalışmış ve tutarlılık çizgisinde yürümüştür. Dolayısıyla böyle kapsamlı bir eserin Türkçeye tercüme edilmesi ilimle iştigal edenlere, ihtilafların çözümünde kesinlik arayanlara ve tutarsızlıktan çıkıp sistematik bir düşünce çerçevesinde nassa tutunmak isteyenlere ve ayrıca zanna dayalı diğer usul kitapları ile mukayese yapmak isteyenlere büyük bir imkân tanımaktadır.