İslam hukukunda taklit, yani bir Müslümanın kendi mezhebi dışında başka bir mezhebin görüşlerini benimseyip uygulaması, tarih boyunca tartışılan konulardan biridir. Bu anlamda taklit, farklı fıkıh mezheplerine mensup insanların karşılaştıkları pratik sorunları veya zorlukları aşmak için bir çözüm olarak düşünülmüştür. Bu yolu mümkün görenler olduğu gibi görmeyenler de vardır.
Yıkıcı sonuçlarıyla bildiğimiz Moğol istilası, bir yanıyla Memlûklerin İslam kimliğini güçlendirmelerine yol açarken, bir yanıyla da çeşitli coğrafyalardan gelip toplanan farklı dinî gruplarla nasıl ilişki kuracakları konusunda Memlûk yönetiminin belirli bir esneklik geliştirmesine zemin hazırlamıştır. Memlûkler dönemi, İslam dünyasında fıkıh anlayışının önem kazandığı bir devirdir. Çeşitli etnik gruplardan ve farklı mezheplerden insanların bir arada yaşadığı bu dönemde taklit konusu dikkate değer bir şekilde tartışılmıştır. Devletin dört mezhepten (Şâfiî, Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî) kadılar ataması fıkıh alanında bir zenginlik yaratmış ve dinî hoşgörünün bir göstergesi olarak yorumlanmıştır.
Dr. Burak Ergin, Memlûklerden Osmanlılara Fıkıhta Çoğulculuk adlı bu kitapta İslam hukuku şemsiyesi altında toplanan taklit ve telfik konularına dair geniş tartışmaları etraflıca inceliyor. Mezhepler arası intikalin zeminini, sınırlarını, sağladığı esnekliği ama aynı zamanda hukuk sisteminde doğurabileceği muhtemel problemleri ele alıyor ve modern dönemde bu konuda yapılan tartışmalar üzerinde duruyor.
İslam hukukunun bu esaslı tartışmasının tarihî arka planını ve zeminini ortaya koyan bir çalışma...