Maḳā ṣ ıdü'l-felâṣife, Gazzâlî'nin çalışmalarının fıkıh ve kelâmdan sonra üçüncü safhasını oluşturan
felsefeye dair ilk eseridir. Filozofların tutarsızlıklarını ortaya koymak üzere bu alanda çeşitli eserler yazmayı
planlayan müellif, ilkin onların amaçlarının belirtilmesinin faydalı olacağını düşünüp İbn Sînâ felsefesinin
klasik mantık, tabîiyyât ve ilâhiyyât modeline uyarak ve daha çok onun eserlerinden özetler yaparak 487
(1094) yılında bu kitabı kaleme almıştır. Yazıldığı günden beri büyük ilgiye mazhar olan, Türk ve dünya
kütüphanelerinde on civarında yazma nüshası bulunan eserin erken dönemde Latince'ye ve İbrânîce'ye
tercümeleri yapılmıştır.
Gazzâlî, bu kitapta İslâm dünyasında felsefî gelenekte bir mihenk taşı olan Filozofların Tutarṣızlığı
kitabına bir giriş yapmıştır. Kitapları okundukça Gazzâlî'nin felsefeyi neden bitirmekle itham edilmiş
olduğunu anlamanın zor olacağı açıktır. Kendisi, eleştireceği filozofların görüşlerini bile alabildiğine tarafsız
bir anlatımla aktarırken felsefî düşünmenin hakkını yeterince verdiğini göstermektedir. O sonuna kadar
felsefe yapmış ve ancak ondan sonra felsefecilerin tutarsızlıklarına hükmedebilmiştir. Belki bununla, her
dönem filozofların yanlışlığına hükmedebilmek için sonuna kadar felsefeyle uğraşmak gerektiği mesajını
bile vermiş olduğu düşünülebilir. Aslında Filozofların Maḳṣatları'nda bir bakıma anlaşılmasının ne kadar
zor olduğu herkesçe kabul edilen Yunan felsefesini, üstelik araya hiçbir şekilde kendi görüşlerini bile
sokmadan sadece aktarmakla yetinmektedir. Bununla adeta yüksek bir felsefi düşünce performansının
gösterisini yapıyor gibidir. Kuşkusuz eserin, gerek Gazzâlî'nin kendi düşünce seyrini anlamak, gerekse İslâm
felsefesindeki bir kırılma anını hakkıyla değerlendirebilmek açısından büyük bir önemi vardır.