Bu eser, Kemâl Edîb Kürkçüoğlu’nun “müteaddid yazma divan, mecmua ve cönklerden toplayarak” elde ettiği Fuzûlî’nin bilinmeyen şiirleri ve bir mektubu hakkında kaleme aldığı dört makaleyi bir araya getiriyor: Fuzûlî’nin Bilinmeyen Bir Mektubu, Fuzûlî’nin Bilinmeyen Bir Farsça Kasidesi, Fuzûlî’nin Bilinmeyen Birkaç Şiiri, Fuzûlî’nin Bilinmeyen Şiirlerinden Birkaçı. Şiirlerini, Necef ve Kerbela toprağında yetişip, evliya burcu olan Bağdat’ın su ve havasıyla büyüyen dünya görmemiş yavrulara ve gurbet çekmemiş yetimlere benzeten Fuzûlî, onların nereye giderlerse gitsinler hürmet görmelerini dilemiştir. Bu itibarla Kemâl Edîb, yalnızca günümüze ulaşabilen Fuzûlî şiirlerinin değil, saklı kalan Fûzûlî şiirlerinin de bu hürmetten payını alabilmesi için gayretkeş olmuştur. “Akla hayret veren sanat kudretiyle insanı hayran bırakan, kudretli sanatıyla millî dehânın en büyük mümessillerinden olan Fuzûlî’ye dair çalışmalarımızı genişletip derinleştirdikçe ne uçsuz bucaksız bir tefekkür ve tahassüs kâinatı karşısında olduğumuzu daha iyi anlıyor ve onun, ölümlü insan varlığına metafizik hudutsuzluğun tılsımlı kapılarını açanlardan biri olduğunu yakından görüyoruz.” “Millî sanat dehâmızın mümessillerinden biri olmasına rağmen henüz lüzumu kadar tetkik edilmemiş bulunan Fuzûlî üzerindeki sistemli araştırmalarımıza ve eserlerinin stylistique metodla incelenmesi hususundaki çalışmalarımıza devam ederken basma divanların hiçbirinde yazma divanlarının birçoğunda bulunmayan bazı şiirlerine rastlıyoruz. Bu şiirleri, inceleme ve faydalanma dışı bırakmamak ve vaktiyle her nasılsa divana yazmayanları, şairin ‘Kalem olsun eli…’ bedduasından kurtarmak için neşrediyoruz.” Fuzûlî’nin Bilinmeyen Şiirleri ve Bir Mektubu ile Kemâl Edîb’in hem “kalem fatihi” Fuzûlî’nin şahs-ı manevîsine hem de “Fuzûlîsever”lere armağan ettiği bilinmeyen Fuzûlî metinlerinin, bilinirliğe kavuşmasını umut ediyoruz.