Fabien, motoru yavaşlatıp San Julian üzerine inerken, kendini yorgun hissetti. İnsanların
hayatına lezzet veren şeyler ona doğru büyüyerek geliyordu; evler, küçük kafeler, yürüyüş
yaptıkları yerlerdeki ağaçlar... Zafer kazandığı gecelerde imparatorluğunun topraklarına
eğilerek bakan ve insanların mütevazı mutluluklarını keşfeden bir fatihe benziyordu. Fabien'in,
silahlarını bırakarak ağırlığını ve acılarını yeniden hissetmeye; kendisini dinlemeye ihtiyacı vardı.
Çünkü insan mutsuzluğu ve acizliğiyle de zengindir.
Simsiyah bir gökyüzünün derinliğine doğru mesafeler katederken, kavuşmak istediği sükûneti
binlerce metre aşağıdaki topraklarda düşleyen Fabien. Otoritesini korumak, adaleti sağlamak
adına merhametin ve insan olmanın anlamını unutan Rivière. Ve Fabien'in çiçeklere benzettiği
güzel lambaların altında, haritalarının üzerine eğilmiş arkadaşları. Exupéry'nin eşsiz anlatımıyla
Gece Uçuşu...