Edward Gibbon’ın ifadesiyle “Tarihçiler arasındaki en felsefi tarihçi” Cornelius Tacitus, yaşamının önemli kısmını Roma İmparatorluğu’nun despot hükümdarlarının saltanatları altında geçirmiş ve eserlerini de bu dönemin etkisinde yazmıştır. İmparatorluk rejiminde bir cumhuriyetçi olarak Roma’nın eski günlerine duyduğu özlem kitaplarına sinmiş, yazdığı tarihi eserlerde, çağının karanlığını kayda geçirerek kendinden sonrakiler için çarpıcı bilgiler ve görüşler bırakmıştır. Tacitus’un en meşhur eseri Germania -Germenlerin Kökeni ve Konumları- yazılmasından yüzyıllar sonra, Nazi Almanyası’nda nasyonal sosyalistlerin İncil’i olarak okunan bir kitap hâlini dahi almıştır. Tacitus burada Germania topraklarını, Germen kabilelerinin kökenlerini, geleneklerini, savaşçılıklarını, kullandıkları silahları, dini inançlarını, yiğitlik ve ahlak anlayışlarını anlatır. Britannia -veya Agricola’nın Hayatı- ünlü komutan Agricola’nın Britannia’daki üstün başarılarını anlatır. Tacitus burada sadece kayınpederinin hatırasını anmakla kalmaz, Britannia’nın coğrafyası, doğası, etnik yapısı ve tarihini de yazar. Agricola’nın, Britannia coğrafyasının koşullarına nasıl uyum gösterdiğine ve yerel kabilelerle nasıl mücadele ettiğine değinir. Elinizdeki kitabın son metni ise Tacitus’un günümüze neredeyse eksiksiz ulaşan son monografisi Hatipler Üzerine Diyaloglar’dır (Dialogus de Oratoribus). Bu eserinde Tacitus, kendi döneminin hitabet anlayışına ve politik ortamına yaptığı yorumlarla kendisinin Cumhuriyetçi kimliğini ön plana çıkartır. Diyaloglar âdeta onun çağına karşı düşüncelerini, geçmişe duyduğu özlemi belgeler.