Harvey Levenstein mizahı hiç elden bırakmadığı bu sosyal tarihçalışmasında, Amerikalıların gıdalarla ilgili dinmek bilmeyenendişelerini geniş bir tarihsel bağlama yerleştiriyor. 19. Yüzyılınmikrop korkusunun, 21. yüzyılda yerini artık hepimizi ilgilendirenkolesterol, kimyasal katkı maddeleri ve işlenmiş gıdalarla ilgili kaygılarabırakmasının izini sürüyor.
Amerikanın yeme içme tarihi, bu ülkeden dünyaya yayılan beslenmemodalarının, hızla gelip geçen furyaların ve özel diyetlerin tarihidir aynızamanda. Levenstein çılgın pazarlama ve üretim yöntemleri geliştirengıda endüstrisini kendi haline bırakan hükümetlerin sorumsuz tavrını;reklamlarda ürünlere günün korkularına sözde deva olacak birçok asılsız özellik atfedilmesinin sonuçlarını gözler önüne seriyor. Kitapokura bugün hâlâ süren kolesterol tartışmalarına geriye dönük olarakbakma imkânı da sunuyor. Günümüzde ideal beslenme için önerilendoğal gıdaların ise sandığımızdan çok daha uzun bir geçmişiolduğunu görüyoruz.
Levenstein beslenme konusunda hiçbir kuralın kesin ve bağlayıcı olamayacağı sonucuna varıyor. Aralarında Nobel Ödülü sahiplerinin debulunduğu en değerli bilim insanlarının körükledikleri birçok korkunundaha sonra asılsız ya da abartılı olduğunun anlaşılması da bu sonucudestekliyor.