SÜMERLERDEN GÜNÜMÜZE MEDENİYETİN BEŞİĞİNDE GÖÇEBE HALKLARIN
SÜRÜKLEYİCİ HİKÂYESİ
Ortadoğu toprakları tarihin şafağından bugüne göçebe halklara yurt olmuştur. Sümerlerden kalan
yazıtlarda, semavi dinlerin kutsal kitaplarında, antik tarih metinlerinin hepsinde çiftçiler ile
çobanlar arasındaki ilişkiye dikkat çekilmiştir. Genellikle çatışmalar etrafında şekillenen bu
etkileşim o denli doğaldır ki İbn Haldun’da en teorik ifadesini bulacak şekilde toplumun temel
dinamiklerinden biri olarak kabul edilmiştir.
Timurlenk kitabıyla geniş bir okur kitlesine ulaşan Beatrice Forbes Manz, Ortadoğu bölgesini
tarihin başlangıcından modern döneme kadarki binyılları konargöçerlik çerçevesinden ele alıyor.
Göçebelerin bölgenin siyaseti, kültürü ve ideolojisi üzerindeki etkisine dair canlı bir perspektif
sunan Manz, İbn Haldun tarafından geliştirilen popüler döngüsel göçebe-yerleşik etkileşimi
modeli de dahil olmak üzere, göçebelere dair mevcut algıları ele alıyor ve bunlara sorgulayıcı bir
şekilde yaklaşıyor. Hem Arap Bedevilerini hem de Avrasya bozkırlarından kopup gelen
göçebeleri inceleyen yazar Bedevilerin, Türklerin ve Moğolların Ortadoğu'daki kültürel üretime
ve siyasi ideolojiye katkılarının önemini gözler önüne sermenin yanı sıra pastoral göçebelerin
tarih boyunca savaş, ticaret ve devlet inşasında oynadıkları hayati rolü ortaya koyuyor.
Göçebeler: Ortadoğu’da Konargöçer Halkların Tarihi, büyük imparatorlukların oluşumunda yer almış fakat bu devletlerin gölgesinde kalmış olan göçebe halkları büyük bir titizlik içerisinde ele
alarak değerlendiriyor. Beatrice Forbes Manz’ın usta kaleminden bu kitap tarih meraklılarının
kaçırmaması gereken bir eser.