Yaşadığı dönemi duymak ve bu duyarlığı en kestirme yolla dillendirebilmek bakımından sanatçının ayrıcalığı elbette tartışılamaz. Bilimin hipotezlerle, teorilerle, laboratuar ortamındaki yüzlerce deneyle ulaşmaya çalıştığı sonuçları sanat, bilginin çoğu zaman tırmanmakta güçlük çektiği sezgi denen zirvelerden küçük bir temâşâyla, öz itibariyle kavrar. Bu kavrayış, son sınırına büyük sanat adamlarında ulaşır.
Alman edebiyatını, neredeyse, tek başına temsil edebilecek bir yetenekle donanmış Goethe, bu anlamda sadece yaşadığı dönemi değil, bugünü de kavramayı kolaylaştıran önemli bir zirveden sesleniyor. Bu sesi, Fausttan Genç Wertherin Acılarına kadar tâkip etmek mümkün. Ancak satıraralarını daha mükemmel bir şekilde okuyabilmek için, sanatçıyı yakından izlemiş bir başkasına da ihtiyaç duyuyoruz bazen.
Eckermann, uzun yıllar Goethenin yanında bulunmuş, birçok sırrını paylaşmaktan eserlerini baskıya hazırlamaya kadar bu büyük yazarın yaşamına tanık olmuştur. Goethe ile Konuşmalar, Eckermannın Goetheye tanıklığını tüm insanlıkla paylaşma düşüncesinden doğmuştur. Bu kitapta sanattan bilime, felsefeden müziğe, bitkilerin metamorfozundan kromatik öğretilere varana dek çok geniş bir yelpazeye yayılan keyifli sohbetleri bulacaksınız.