Necati Tosuner GÜNEŞ GİDERKENde yaşlanıyor olma duygusunuişliyor. Dün gibi gelen anıların eskidiği, tutkuların yıprandığı, telaşlarınboşuna olduğu, pişmanlıkların geride kaldığı, umutlara ulaşılamadığıfark edilse de, o yaşlanmayan yüreğin nasıl kıpırdandığını öykülüyor.Necati Tosuner bu öykülerde günlük olayları, bilinen duyguları, sıradan insanlık hallerini harikulade dil ustalığıyla ince ve kırılgan birörgü haline getiriyor.
Mayısta, ağustos sıcakları başlamıştı. Ey kısa ömrüm,nasıl geçersen geç!.. diyen ağustosböcekleri dahagörünmemişti ama, karpuz çoktan çıkmıştı elbet,ve hemen de kabuğu denize düşmüştü. Evet, kış oluncaağustosböceği kalıyor muydu ki, gidip karıncanınkapısını çalsın!.. Peki, kışın karınca da mı kalmıyorduyoksa, kapıyı açacak... Kışın karınca kalmıyorsa,o çalışkanlığın ne anlamı olabilirdi?.. Ve o telaşların..yiyecek diye delirmelerin?..
Necati Tosuner, GÜNEŞ GİDERKEN ile 1999da SAİT FAİK HİKÂYEARMAĞANInı kazandı.