Elinizdeki kitapta, "Hadisleri inkâr fitnesi ne zaman başladı?" "Hadisleri kimler, niçin inkâr ediyor?" "Hadisleri inkâr edenlerin gayeleri
nelerdir?" sorularına ilim ehli ve samimi bir Medrese Âlimi tarafından cevap verilmiştir.
İncelediğiniz bu kitapta, Müslüman olduğunu iddia ettikleri halde Allah Rasulü'nün (s.a.v.), yukarıda zikrettiğimiz yetkilerini
hazmedemeyip onun getirdiği birtakım hükümleri. Kur'ân'a aykırı yaftasıyla reddedenlere, Ehl-i Sünnet menheci üzere, güçlü ispatlar
getirilmiştir.
Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ""Şunu kesin olarak biliniz ki, bana Kur'ân ve onunla beraber onun bir benzeri (sünnet) daha
verilmiştir. Karnı tok bir halde rahat koltuğuna oturarak; 'Şu Kur'an'a sarılın; O'nda neyi helâl görürseniz onu helâl, neyi haram
görürseniz onu da haram kabul ediniz.' diyecek bazı kimseler gelmesi yakındır. Şüphesiz ki, Allah Rasûlünün haram kıldığı şey de
Allah'ın haram kıldığı gibidir." (Ebû Davûd Sünnet, 5; İbn Mace, Mukaddime, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV,131)
Rasûlullah (s.a.s), Allah'tan aldığı vahyi yalnızca insanlara aktarmakla kalmamış, aynı zamanda onları açıklamış ve kendi hayatında
da tatbik ederek müşahhas örnekler hâline getirmiştir. Bu nedenle O'na "Yaşayan Kur'ân" da denilmiştir.
Bu nedenledir ki, Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) bütün zamanların en büyük kanun, kural, prensip belirleyicisidir.
Şüphesiz ki O, koyduğu tüm kanunları. Allah Teâlâ'dan vahiy yoluyla almıştır. O bunları Allah adına ve onun izniyle koymuştur.
Hukukun üstünlüğü kavramına ve ferdî hürriyetlere yeni boyutlar kazandıran da yine odur. Onun ortaya koyduğu hukuk düzeninde
Allah hükümrandır ve Allahu Teâlâ tüm kanunların kaynağıdır. Bütün insanlar onun kulları olarak kanun önünde eşittir. Gerek ulusal
gerekse uluslararası düzeyde bütün insanlara adaletle hükmedilmesi için, âdil ve evrensel hukukun temellerini ilk kez ortaya koyan
da yine Hz. Muhammed'dir.