Son yıllarda öne çıkan dînî meselelerle ilgili tartışmalar arasına Ramazan ayına mahsus olan terâvih namazı da dâhil olmuştur. Bu tartışmaların sürekli gündem oluşturması, terâvih namazının asrı saâdetteki ve Hulefâi Râşidîn dönemindeki durumunu ele almayı gerekli kılmıştır. Buna bağlı olarak terâvih kelimesinin etimolojik tahlîlinin yanısıra terâvih namazının varlığı ve rek'at sayısı ile ilgili rivâyetleri incelemeyi zorunlu kılmıştır. Ayrıca terâvih namazının fıkhî açıdan hükmü, vakti ve niyeti ile ilgili hususları ele alma, tarihî süreç içerisindeki seyrini inceleme zarûreti doğmuştur.
Terâvih namazıyla ilgili rivâyetlere bakıldığında bu namazın kılınışı hakkında birden fazla uygulama olsa da kıyâmın uzunluğu ve rek'at sayısı arasında bir oranlamanın bulunduğu kanaati oluşmuştur. Netice itibari ile Ramazan gecelerinin ihyasının ancak namazla olabileceğini, bu namaz için herhangi bir sınırlama olmadığından kişinin tâkati ölçüsünde namaz kılarak Ramazan gecesini ihya etmenin en isabetli yaklaşım olduğu ortaya çıkmaktadır.