'Özgürlük ve kölelik,zenginlik ve fakirlik,güçlülük ve zayıflık,gelip geçici şeylerdi,bu hususların insanları birbirine karşı ayrıcalıklı konuma getirme,efediler ve köleler var etme gibi bir işlevleri yoktu.'
'İnsanlar,hayırla,güzellikler ve sorumluluk bilinciyle ayrıcalık kazanırlardı.İnsanların yönetici olmaları,doğuştan gelen ya da mirasla devralınan bir yolla değil,halkın hoşnutluğu,onlara karşı olan güveni ve bağlılığı sebebiyleydi.'
'Bu yolla işbaşına gelen yöneticiler,helal ve haramın,iyilik ve güzelliğin,hayır ve şerrin açıkça beyan edildiği ilahi bir emirle tebaalarını yönetirler.Atalarından devraldıkları örf ve adetleri yahut eskilerin yöntemleriyle değil.'
İşte yeryüzünün Mustazaf ve köleleri birbirleriyle karşılaştıklarında ve baş başa kaldıklarında bunları konuşuyorlar,birbirlerine bunları anlatıyor,bu hususları öne çıkarıp,bu hakikatleri birbirlerine tavsiye ediyorlardı.
Bütün bu konuşulanlardan dolayı ,bir gün...Kureyş eşrafını şiddetli bir korku sardı...Adeta çılgına döndüler,alevi herşeyi yakıp kavuracak bu koru söndürmek için vargüçleriyle harekete geçtiler.