Birinci Dünya Savaşı cephelerinde çarpışan binlerce üniversite öğrencisinden biri... Cepheden esarete tüm yaşadıklarını, hissettiklerini sıcağı sıcağına kayda geçen bir yedek subay...
Kendi isteğiyle gittiği Doğu Cephesi'nde de, Ruslara esir düşüp gönderildiği Sibirya'da da, Vladivostok'tan Hint Okyanusu'na ve Akdeniz'e süren maceralı dönüş yolculuğunda da, evine kavuşmaya ramak kalmışken ikinci bir esaret yaşadığı İtalya'nın Asinara adasında da yazmaktan vazgeçmeyen bir genç...
Halil Ataman'ın yanından hiç ayırmadığı harp ve esaret defterleri, sekiz yıl süren benzersiz bir hayat mücadelesini tüm ayrıntılarıyla ve tazeliğiyle aktarıyor:
Doğu Cephesi'ndeki yokluklardan Enver Paşa'nın ziyaretlerine, Transsibirya Ekspresi'nde süren esaret yolculuğundan evlerine emanet verildiği anne kızın güvenini kazanışa, o soğuk ve buz ülkesinde sürgün bir Türk köyü bulmanın hayretinden Çin ve Mançurya üzerinden özgürlüğe uzanışa çarpıcı ve meraklı öykülerle örülmüş gerçek bir serüven...