İkinci Dünya Savaşı'nın yokluk yılları içinde, Bakırköy'e bağlı Osmaniye köyünde bir kız bebek dünyaya gelir. Sakinlerinin bir kısmı ekip biçip hayvan besleyerek, bir kısmı da yakındaki Sümerbank fabrikasında çalışarak geçinen küçük, kendi halinde bir köydür burası. Şemsa ilkokulda özellikle Türkçe ve matematikteki başarılarıyla parlar. Aralıksız okur.
Eve kadar gelen öğretmeninin ricasıyla İlçedeki ortaokula kaydedilir. Yeni okulunda İngilizcedeki başarısıyla parlar. Köydeki komşularından farklı akranlarıyla tanışır, Osmaniyelilere benzemeyen insanlarla dolu Bakırköy'e alışır. Ortaokulda vermeye başladığı özel İngilizce dersleri İstanbul Kız Lisesi'nde de devam eder. Cağaloğlu'nda yayın dünyasının yakınında olmanın tadını çıkarır. İngilizcesini geliştirmek için başladığı mektup arkadaşlığı yeni dünyaların kapısını açar ona. Derken kardeşinin düğününü yapmak için okula ara verip çalışmaya başlar. İş hayatı evliliğin ve ABD'den Kongo'ya uzanan bir aile hayatının kapılarını da açar. Şemsa Yeğin 1940'lardan 70'lere uzanan bütün bu olaylar arasında kendisini, duygu dünyasını, dış dünyayı, kadın-erkek ilişkilerini keşfinin hikâyesini ve 70'e yakın çeviriye imza atmış bir çevirmenin varoluş öyküsünü okuyucuya sunuyor..